Önce Çocuk Anaokulu

Önce Çocuk Anaokulu

Önce Çocuk Anaokulu

 

Önce Çocuk Anaokulunda, çocukların eğitim ve gelişim süreçlerinde bütün ekibinin temel yaklaşımı 3S kuralıdır. 3S kuralı; sabır, sevgi ve sükûnetten oluşmaktadır. Yaptıkları her şeye sevgilerini katarak, her bir çocuğun değerleri içselleştirebilme ve öğrenebilme süreçlerinin farklılık göstereceğini göz önünde bulundurmakta, sabırla öğretmeye devam edebilmeye özen göstermekte ve bu süreçlerin tümünde iletişimlerinde, dokunuş ve bakışlarında sükûneti korumaya devam etmektedirler.

 

Çocuklarda değindikleri her bir konunun görsel ve işitsel olarak bütünleştirilebilmesi, kavramların gerçek yaşamda karşılık bulabilmesi, yaparak ve yaşayarak öğrenme deneyimlerinin artırılabilmesi amacıyla düzenli olarak geziler düzenlemektedirler.

 

İlginizi Çekebilir: Ankara Uğur Böcekleri Anaokulu

 

Ayrıca tarih, spor, sanat, bilim ve diğer pek çok alanda  tanınmış değerli kişilerin çocuklara düzenledikleri toplantılar, çocukların meraklarına yerinde cevap bulabilmelerine ve yollarına ışık tutabilmeye yardımcı olabilmektedir.

 

Okulöncesi çocukluk dönemi denilen dönemde sağlıklı bireylerin oluşum süreçlerinde çocukların psikolojik, biyolojik ve sosyal ihtiyaçlarının eksiksiz olarak karşılanabilmesi hayati bir önem taşımaktadır. Bu nedenle sosyal açıdan çocuklarla dolaylı ya da dolaysız bir biçimde temas kuran aile, okul, çevre faktörlerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Psikolojik açıdan tüm çocukların kendilerine ait özellikleri olduğu unutulmadan, çocukların bireysel özelliklerine ve yaşlarına göre iletişim kurulabilmesi ve bu iletişimin sokakta, okulda ve evde aynı düzeylerde düzenle ve ciddiyetle sağlanması gerekmektedir. Sağlıklı bir çocuk olabilmenin diğer bir kuralı ise biyolojik sağlıklarının korunabilmesi ve geliştirilebilmesi ile ilgilidir. Özellikle fiziksel ortamların çocukların güvenliğini sağlayacak özellikleri taşıyabilmesi oldukça önemli unsurlardandır.

 

Beslenme programlarında, günlük kalori gereksinimleri hesaplanarak sağlanabilmeli, besin içerikleri mineral, vitamin, yağ oranları, karbonhidrat ve protein ile diğer gıda gereksinimleri dengeli bir biçimde karşılanması gerekmektedir. Bu durumda üç ana ve üç ara beslenme şekli çocukların dengeli beslenebilmesi açısından mutlaka sağlanmalıdır. Okulöncesi yaş grubunda fiziksel gelişimi etkilemekte olan diğer bir faktör de çocukların endokrin sistemleridir. Endokrin sistem, özellikle ergenlik süreci ve ideal kilo oluşumunda çok etkili olduğu göz önünde bulundurulduğunda okul bu amaçla, doğal ve katkısız gıda sağlama sorumluluğundadır.  Katkılı ve paketlenmiş gıdalardan uzak durulmasının yanında, gazlı içeceklerin tüketilmesine asla izin verilmemektedir.  Koruyucu ve katkı içerikli gıdaların erken ergenliği tetikleyici unsurları bulunduğundan kurumda bu tarz gıdalara yer verilmemektedir.

 

Biyolojik sağlığın bir başka önemli unsuru da harekettir. Okulöncesi yaş grubu çocukların oyun çocuğu oldukları göz önünde bulundurulduğunda spor ve hareketi eğitimin vazgeçilmez bir parçası haline getirebilmeyi gereklilik olarak görmüş ve eğitimlerinin bir parçası haline getirmişlerdir. Spor programlarının planlaması aşamasında çocukların fiziksel yapılarıyla yedi duyusunun koordineli çalışmasını sağlayabilmek  ana hedeflerindendir.

 

Çocukların güvenli bir ortam içerisinde sağlıklı ve dengeli beslendikleri, sporun yaşamlarının bir parçası olduğu, sevgiyle iletişimin sağlanmakta olduğu bir ortam sağlayabilmek en önemli gayelerindendir. Bütün bunların sağlanabilmesinde önce çocuk demekte, tüm koşulların sağlanmasında taviz vermemektedirler.  Bu doğrultuda anne ve baba karşıda değil, kurumun yanında konumlandırılarak, karar süreçlerinde birlikte hareket etme koşullarını sağlamaktadırlar..

 

Önce Çocuk Anaokulu olarak, her bir çocuğun özel ve farklı olduğunun, hiçbir eğitim modelinin de çocukların tümünde yalnız başına hitap edebilecek olan yeterliliğe sahip olmadığının bilincinde bir eğitim kurumudur.

 

Bu sebeple;

 

Reggio Emilia Eğitim Yaklaşımı’nın, çocukları şekillendirebilmek yerine çocukların doğalarına uygun olarak eğitimi şekillendiren yaşayarak öğrenme anlayışını,

 

Waldorf Eğitim Yaklaşımı’nın,  çocukların mutluluklarını esas alan ve zengin uyaranlarla dolu sınıf ortamı esas alan yanını,

 

İlginizi Çekebilir: Minik Kâşifler Anaokulu

 

Montessori Eğitim Yaklaşımı’nın, çocuklara hata kontrolü,  bireyselleşme ve özgüven kazandırma motivasyonunu,

 

Çoklu Zekâ Kuramı’nın da, zekânın değişik alanlarını harekete geçirebilmek için kabul etmiş olduğu prensipleri bütünleşik olarak eğitim sistemlerinin içerisine adapte etmişlerdir.

 

Hobileri ve becerileri ile çok yönlü sosyal, çevresine, doğaya ve canlılara saygılı, bilimle olduğu kadar toprakla ilgilenen, matematikle olduğu kadar sanatla da ilgili, şarkı söyleyen, hayal kuran, yaratıcılıkları teşvik edilen, muhakeme ve problem çözme becerileri gelişmiş,  eğlenerek ve yaşayarak öğrenebilen bireyler olabilmeleri için tüm imkânlarını kullanmışlardır.

Favorilerim
Hiç favori okul eklemediniz.
TAMAM