Çocuklar, hayatlarına katkı sağlayabilecek pek çok bilgi ve davranışı oyun oynayarak öğrenir. Çocuğun gelişiminde anne ve babalar çocuklarının barınma, uyku, beslenme gibi temel olan ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorsa, oyunun da çocuklar için temel bir ihtiyaç olduğunu bilmeleri ve çocuklarının oyun ihtiyaçlarını da karşılamaya özen göstermeleri gereklidir. Oyun, çocukların dil gelişimlerinde, duygusal, zihinsel, motor becerilerini geliştirmede, yeteneklerini keşfetme ve kendilerini ifade edebilmede en etkili yöntemlerden biridir. Oyun, çocukların dilidir. Daha ihtiyaçlarını bile dile getiremeyen, kendini ifade edemeyen ve konuşmayı bilmeyen bir çocuk oyun ile içinden geçen duygularını dışa yansıtabilir.
Oyun, çocukların yetenek ve kişiliklerini geliştirmelerine olanak sağlarken pek çok anne ve baba tarafından da çocukların kendilerini oyaladıkları eğlenceli saatler olarak nitelendirildiği görülür. Bu durumda önemli olan unsur, çocukların kendilerini oyalama becerilerini geliştirirlerken hem eğlenebilmeleri hem de kendilerini ifade edebilmeleridir.
Çocukları yaşama hazırlayan oyunların en temel unsuru olan oyuncakların seçimi de çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimleri ile çocukların eğitimleri açısından oldukça önem taşır. Çocukların belli başlı yetilerini kazanabilmeleri oyun, buna bağlı olarak da oyuncaklar sayesinde gerçekleşir. Tercih edilen oyuncaklar, çocukların çözüm odaklı yaklaşmalarını sağlamalı, hayal güçlerini genişletebilmeli, motor becerilerini ve kaslarını geliştirmeye yardımcı olma özelliği taşımalıdır. Oyuncak seçimlerindeki en belirgin ölçüt çocukların yaşıdır. Çocukların yaşları ilerledikçe oyuncaklarının yerine koyabilecekleri araçlar da artış gösterir.
Yeni doğmuş olan bir bebek için ilk oyuncak kendisinin bedeni ve çevresinde sürekli olarak görmeye alışık olduğu annesidir. Çocuklar, çevrelerindeki nesneleri elleyerek, belli hareketleri tekrarlayarak etraflarında bulunan nesnelerin işlevlerini öğrenebilmeye çalışırlar. İki yaş üstündeki çocuklarda daha çok taklit etme gözlemlenir. Hayatla ilgili olayları taklit ederek öğrenen çocuklar sosyal bireyler haline gelir.
Ayrıca yaş faktörü çocukların ne oynayacaklarının yanı sıra kiminle ve nasıl oynayacaklarını da belirleme de rol oynar. Mesela iki veya üç yaşlarındaki çocuk etrafında başka çocuklar bulunsa bile tek başına oynamayı tercih ettiği, çevresindekileri izliyor olsa bile onların oyunlarına katılmak istemediği görülür ki buna paralel oyun adı verilir. Üç yaşını geçmiş çocukların çevrelerindeki diğer çocuklarla iletişim kurdukları, oyuncaklarını paylaşmayı kabul ettikleri, dört yaş grubundaki çocukların ise hayal güçlerini ortaya çıkararak doktorculuk, evcilik tarzındaki daha hayal gücüne dayalı oyunlara yönelerek, işbirliği içerisinde oynadıkları görülür. Çocukların beş ve altı yaş seviyesine geldiklerinde ise oyun oynarken belli kurallar koyarak oynadıkları, takipçi veya lider yönlerini oyunla beraber ortaya çıkardıkları gözlemlenir.
Anne ve babalar, çocuklarının en yakın ve en iyi oyun arkadaşlarıdır. Günlük iletişimler dışında çocuk, anne ve baba arasında gerçekleştirilen çocuk aktiviteleri sayesinde çok güçlü iletişim meydana gelir. Ayrıca anne ve babalar çocukları ile birlikte oynadıkları oyunlar sayesinde onlara kuralları öğretebilme, genel sorumluluk ve temel alışkanlıkları öğretebilme olanağı yakalar. Çocuklara doğrudan alışkanlıkları öğretmek yerine oynanan oyunlar sırasında bu alışkanlıkları oyuncaklar üzerinden kazandırmaya çalışmak daha kolaydır.
Pek çok anne ve baba bazen hayır diyemedikleri için, bazen de çocuklarının başarılarını ödüllendirmek için çocuklarına oyuncak almayı tercih eder. Bu konuda en önemli husus çocuğun ne kadar oyuncağının olduğu değil, var olan oyuncakları ile ne kadar etkin şekilde oynadığıdır. Anne ve babalar oyuncak seçimlerinde sürekli pahalı oyuncaklar alarak çocuklarını ödüllendirme yoluna giderlerse çocuklarda mülkiyet algısının oturtulması oldukça güçleşir. Çocukların önüne verilen çok sayıdaki oyuncak dikkat sürelerini kısaltabildiği gibi doyumsuz olmalarına da sebep olabilir. Çocukların önüne çok fazla oyuncak vermek yerine birkaç oyuncaktan birini seçmesi ve onunla oynaması bittikten sonra diğer oyuncağına geçmesine imkân tanınırsa, bu durum çocuğun dikkatini toplamasına yardım ederken kurallı oyun oynama alışkanlığı kazanmasına da yardımcı olur.
Bu Haberi Okudunuz Mu?