Çilek Kokusu Anaokulu
Çilek Kokusu Anaokulu, eğitimlerini sevgiyle birleştirebilmeyi hedeflemiş ve bunu da çok kısa bir sürede başarmış olan, İzmir’in merkezinde bulunan merdivensiz olma sebebi ile çocuklar açısından oldukça güvenli ve sıcak bir yuva özelliği taşıyan okulöncesi eğitim kurumudur.
Vizyonu
Her bir çocuğun tek ve dünyanın en değerli çocuğu olduğu ilkesinden yola çıkarak gelecek yaşamlarında edinecekleri kişilikleri güçlendirebilmek adına çocukları; bardağın dolu yanını görebilen, sosyal ortamlarda var olabilecek olumsuzluk ve sorunlarla başa çıkabilen bireyler olarak yetiştirebilmeyi istemektedir. Ayrıca isteklerini ve ihtiyaçlarını sağlıklı ve düzgün bir Türkçe ile ifade edebilen, sorumluluk alabilen bireyler olarak yetişebilmelerinde yardımcı olabilmektir.
Misyonu
Çocukları; gelişerek, paylaşarak, öğrenerek, yaratarak ve eğlenerek sosyal bireyler olarak yetiştirebilmektir.
Hedefleri
Eğitimci kadroları pedagojik formasyona sahip olan alanında uzman ve tecrübeli öğretmenlerden oluşmaktadır. Uyguladıkları programları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanmış, 3 ile 6 yaş okulöncesi eğitim programıdır. Okulun fiziki yapısı, çocukların tümünün güvenlikleri ve sağlıkları göz önünde bulundurularak tasarlanmıştır. Okulöncesi eğitimlerinden en iyi sonuçları alabilmek amacıyla okul ve aile ilişkilerinin etkin ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi gerektiğine inanarak hareket etmektedirler. Belirli kurallara ve karşılıklı iyi niyete dayalı olarak yürüttükleri bu işbirliği sonucunda okul aile ve çocuk birbiriyle tutarlı ve uyumlu bir ilişki içerisindedir.
Çilek Kokusu Anaokulu Etkinlikleri
Bale
Bale sözcüğü, İtalyancada dans anlamına gelmekte olup balletto veya ballo terimlerinden türetilmiş; sözcükleri müzik, mimik ve duyguları yüksek seviyelerde birleştirerek kullanmakta olan çok yönlü bir tiyatro gösterisini ifade etmektedir.
Bale etkinlikleri ile erken yaşlarda tanışan kişiler bazı özellikleri kolayca kazanabilmektedir;
- Daha sağlıklı, esnek ve zarif vücut yapısına sahip olmaktadırlar.
- Bale sanatının yapısında var olan zarafet ve asalet, bireyleri girdikleri ortamlarda farklı kılabilmekte ve bireyler çevresinde hayranlık uyandırmaktadır.
- Tüm sanat dallarında olduğu gibi bale de kusursuz disiplin gerektirdiğinden kişiler bu disiplini yaşamlarının her yönüne yansıtarak, programlı ve düzenli bir hayata sahip olabilmektedirler.
- Klasik müzikle tanışma fırsatı bularak, yüksek bir müzikalite sahibi olabilmektedirler.
- Doğaçlama bölümler ile bireyler sorumluluk alabilmekte, karar verme yetileri gelişmektedir.
Satranç
Eğitim alanında satrancın önemi günümüzde de oldukça önemlidir. Modern eğitim anlayışlarında çoklu zekâ kavramına uygun olarak katkıda bulunmakta olan satranç oyunu, okulöncesi dönemlerde çocuklar ile tanıştırılabilmeli ve sürekli eğitimin bir parçası haline getirilmelidir. Satranç, bireyleri bir sonraki adımı düşünmeye zorlamakta olan zihinsel bir spordur. Satrancın bazı yararları bulunmaktadır;
- Bireylerin problem çözebilme becerilerine büyük ölçülerde katkıda bulunmaktadır.
- Özsaygı ve özgüven duygularını geliştirmektedir.
- Mücadeleci yanları ile tanışan bireyler diğer taraftan kaybetmeyi de öğrenirler.
- Bireyleri ezbercilik yapmaktan kurtarmaktadır.
- Başarının disiplinli, sistemli ve planlı bir hareket tarzı sayesinde gelebileceğini öğretmektedir.
- Doğru ve çabuk algılama yetileri gelişmiş olan bireyler, daha doğru kararlar vermeye başlamaktadır.
Çilek Kokusu Anaokulu bu ve daha pek çok olumlu özelliği çocuklara kazandırabilmek amacıyla satrancın bir seçenek değil de bir zorunluluk olduğunun bilinci ile en kısa sürede çocukları satranç ile tanıştırmaktadır.
Müzik ve Ritim
Müzik, okulöncesi eğitiminin ABC’ sini oluşturmaktadır. Müzik, daha anne karnındayken çocukların yaşamlarında yer almaya başlamakta olup, çocukların yaşamlarını doğrudan etkilemektedir. İlk olarak ninniler ile başlamakta olan müzikal dağarcık; çocukların parkta, sokakta, radyoda, evde ve okulda yani her ortamda duyarak hafızaya aldıkları melodiler ile de zenginleşmektedir.
- Çocuklar duygusal açıdan rahatlamakta; çekingenlik, saldırganlık, korku, huzursuzluk ve gerginlik gibi olumsuz duyguları doğru müzikler yardımı ile olumlu olan duygulara dönüştürülebilmektedir.
- Şarkı söylerken diğerlerine uyum sağlamaya çalışmakta olan çocuklar sözcükleri daha düzgün bir biçimde telaffuz etmeye uğraşmakta, yeni sözcük ve cümle kalıplarını öğrenirken, tekerlemeler sayesinde de dil çevikliği kazanarak diksiyonları gelişmeye başlamaktadır.