Anaokulu döneminde yaşanan hastalıklar aslında çok da kötü anlamlar ifade etmiyor. Küçük yaşta çeşitli hastalılar geçiren çocuklarımız ilerde bu hastalıklara daha zor yakalanır. Yani çocukların bünyesi bu hastalıkların mikroplarına alışır ve ilerde bu mikroplara direnç gösterir. Bu yüzden her hastalıkta üzülmek yanlıştır. Ciddi hastalıkların tedavi edilmesinde tabi ki mücadeleler gösterilir ancak sonrası çok da kötü olmayacaktır.
Anaokulu çocukların ilk gelişimi için çok önemli bir basamak olmaktadır. Hem sosyal hayat için büyük bir adım hem de eğitim hayatının başlangıcı olarak adlandırılabilinir bu süreç çocuklar içim çok faydalı olmaktadır. Çocuklar bu süreçte arkadaşları ile sürekli bir yakın temas halindedir ve bu sebeple de bulaşıcı hastalıklar çocuklar arasında hemen yayılır. Bu durum ne kadar kötü gibi görünüp, algılansa da aslında pek de kötü değildir. Küçük yaştaki çocuklar bu tarz hastalıları yaşadıkları zaman bu hastalığın mikroplarına karşı güçlenirler ve bünyeleri bu mikropları tanımaya başlar. İleriki yaşlarda yine bu mikroplar ile karşılaştıkları zaman daha güçlü bir bünye ile hastalığa yakalanmazlar yahut da hafif bir şekilde bu hastalığı atlatıp, iyileşirler. Küçük çocukların sıklıkta karşılaştığı hastalıklara bir göz atalım.
Bu yaştaki çocuklar genel olarak yüksek ateş ve ishal sorunu ile karşı karşıya kalır. Bu çocuklar büyüdükçe belli başlı aşıları olmak zorundadırlar. Bu aşılar da yaptırılınca çocukların bünyesi güçlenir ve çocuklar kolaylıkla mikroplarla savaşabilir. Böylelikle eğitim hayatlarına geri dönerler ve tam performans sergileyebilirler.
Pediyatikler gazetesinin bizimle paylaştığı bir araştırmaya göre Hollanda’da kalabalık bir çocuk grubunun yaşamlarındaki ilk altı yılı gözlemlenmiştir. Bu gözlemde asıl amaç çocukların ilk altı yıl hangi hastalıklar ile baş başa kaldığı olmuştur. Doktorlar yaptıkları gözlem sonucunda bu çocuklarda hangi aralıkta akut gastroenterit bilinin adı ile mide mikrobu tanısı koyulduğunu göstermiştir. 2200 çocuk içerisinden 1344 çocuk bu mide mikrobu ile anaokulunun ikinci yılında tanışmaya başlıyor. Anaokuluna giden bir çocuk olmak, mide mikrobuna yakalanma riskini arttırıyor fakat sonra ki yıllar için bu durum bir avantaja dönüşüyor. Yani kısaca vücutları bu mide mikrobu ile tanışan çocuklar ileriki yıllar da bu mikrobun koruyucu özelliği sayesinde daha sağlıklı bir birey oluyor.
Çocuklar kreşte 1 yaşına gelene kadarki süreçte daha sık olarak akut gastroenterit’e yakalanmaktadır. Anaokulu ve kreş gibi ortamlara hiç gitmemiş olan çocuklar ileriki yaşlarda hastalıklara daha açık oluyor. Çocuklar 6 yaşına gelene kadar ortalama olarak aynı oranda hasta olma eğilimi gösterirler ama esas sıkıntı 6 yaşından sonra kendisini gösterir.
Utrech Üniversitesi Medikal Merkezi’nden çalışanlarından Marieke de Hoog konuyla ilgili olarak şu sözleri ifade ediyor: “ Eğer erken yaşta bu enfeksiyona maruz kalırsanız vücudunuzun bu virüslere veya bakterilere bağışıklık geliştirdiğini düşünüyoruz.” Bu koruyucu etki küçük yaşlardaki hastalıklarla başlıyor ve çocuklar büyüdüklerinde etkisini gösteriyor. Ancak bununla ilgili yeteri kadar araştırma yok. Bilim insanları çeşitli araştırmalarla konuyu derinlemesine inceliyor.
Bu makaleyi okudunuz mu?
Anaokuluna katılan çocuklarda üst solunum yolları enfeksiyonu da sıklıkla yaşanabiliyor. Bir yıl içerisinde bir çocuk 8 defa üst solunum enfeksiyonuna yakalanabiliyor. Ayrıca üst solunum enfeksiyonları kulak enfeksiyonlarını da tetikleyebiliyor. Bu enfeksiyonlara küçük yaşlarda bulaşmak ileriki yaşlarda koruyucu bir etki sağlıyor.
Kulak enfeksiyonu da diğer enfeksiyonlarla ortak durumu paylaşıyor. Araştırmalara göre kulak enfeksiyonuna erken yakalanan çocuklar ileriki yaşlarda bu anlamda daha sorunsuz olabiliyorlar. Çocuklar küçük yaşlarda birçok farklı hastalık atlatabiliyor. Bu noktada ebeveynlerin sabırla mücadele etmesi gerekiyor. Çünkü bunlar ileriki yaşalrda çocuklarınızın daha sağlıklı olmasının önünü açacak. Yapılan araştırmaların büyük bir kısmı bunu doğruluyor.