Okul öncesi eğitimin önemi kuşkusuz günümüzde çok fazla vurgulanıyor. Çocuklarımızın sağlıklı bir birey olabilmesi için okul öncesi dönemde aldıkları eğitim son derece önemlidir. Bu yüzden bizlerde anaokullarındaki yaklaşım modellerini konu almaya karar verdik. Bu yaklaşımlar içerisinde en önemlileri Montessori, Reggio Emilia ve Waldorf olarak bilinmektedir. Bunların yanı sıra başka yaklaşım modelleri de mevcuttur: Bunlar PYP(Primary Years Program), Bank Street, High Scope, Creative Curriculum ve Cooperative.
Bu yaklaşım modelleri bazı davranışların gelişmesini hedefler ve her biri farklı gelişim alanlarına hitap eder. Bu yaklaşımlardan hangisinin çocuğunuza uygun olduğunu anlayabilmeniz için yaklaşımların ayrıntılarını sizlerle paylaştık.
1900’lü yıllarda Maria Montessori tarafından geliştirilen bu yaklaşımın merkezinde çocuklar bulunur. Bu yaklaşımda öğretmen çevreyi hazırlar ve çocuğun çevreyle ilgilenmesini sağlar. Çocukların özgür ve yaratıcı düşünmesini sağlayan bu yaklaşım anaokullarında en popüler yaklaşımdır. Montessori yaklaşımına göre farklı yaştaki çocuklar aynı sınıfta eğitim görmelidir. Bunun sebebi de büyük yaş grupların paylaşım ve yardımlaşmayı görebilmeleri, küçük yaş gruplarının da büyük yaş gruplarını örnek alabilmeleridir. Bu yaklaşımda çocukların bireysel farklılıkları da ön plana çıkar ve gelecekte nasıl bireyler olacakları şekillenmeye başlamıştır. Pek çok aile Türkiye’de Montessori yaklaşımına değer vermekte ve bu yaklaşımı çocuklarına uygun bulmaktadır.
Waldorf yaklaşım modeli 1919 yılında Rudolf Steiner adlı kişi tarafından duyurulmuştur. Bu yaklaşım çocukların tüm gelişim alanlarına hitap eder. Anaokulundaki eğitimlerde oyun oynamanın önemine de vurdu yapar. Çünkü çocuklar bu dönemde en çok oynayarak öğrenecektir. Bu yaklaşıma göre de farklı yaş grupları aynı sınıf içerisinde yer alır.
Her gün rutin olarak etkinlikler düzenlenir ve öğretmen birkaç yıl aynı sınıfla eğitimine devam eder. Çocuklar bu yaklaşıma göre çoğunlukta bahçede vakit geçirir. Buradaki hedef çocukların doğa ile iç içe olmasını sağlamaktır. Doğa bilinci ve sevgisi küçük yaşlarda çocuklara gösterilmelidir.
Bu yaklaşımı diğer yaklaşımlardan ayıran en önemli özelliği de akademik gelişime ve teknolojiye biraz uzak kalmasıdır. Yaratıcı olmak ve özgüvenli olmak ön plandadır. Bu yaklaşım modelinde okuma-yazma işlemleri 1. sınıfta başlamaktadır.
Bu isim İtalya’daki bir kasaba isminden gelmektedir. Bu kasabanın özelliği ise buradaki anne-babaların çocukları için bir okul açmak istemelerinden gelmektedir. Bu kasabadaki ebeveynlerin okul açma mücadelesi ve çocuklarıyla mücadelesi bu yaklaşımın ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Yaklaşımın en belirgin özelliği araştırmaya sevk etmesidir. Öğretmenler çocukları sürekli olarak araştırmaya yönlendirir. Bu yüzden bu yaklaşımı temele alan okullar proje merkezlidir. Çocukların ilgi alanlarına göre projeler belirlenir ve müfredat bu şekilde oluşturulur. Günümüzde pek çok anaokulu bu program yaklaşımını bünyesinde barındırır.
Çocuğunuzun ileride iyi bir vatandaş olmasını istiyorsanız bu yaklaşım modeli tam size göredir. Çocuğunuz anlaşmazlıkları ileride çözmede sıkıntı yaşamayacak ve proje bazlı işlerde daha iyi çalışabilecektir.
Bu makaleyi okudunuz mu?
Diğer Yaklaşımlar
Bu yaklaşımın en temel özelliği çocukların sosyal ve fiziksel olarak dünyayı aktif olarak öğrenmelerini sağlamasıdır. Bilgilerin tek başına yeterli olmadığını ve beceri, tutum gibi özelliklerin de geliştirilmesi gerektiğini savunur.
Bu yaklaşımın temel amacı çocuğun aktif bir şekilde öğrenmeyi gerçekleştirebilmesidir. Çocuklar planlarını kendileri yapar ve öğrenmeyi de kendi kendilerine gerçekleştirirler.
Bu yaklaşım modelinin merkezinde oyunlar bulunmaktadır. Çocuklar oyunlarla öğrenir, araştırma yapar ve gözlemler. Bu durumda oyuncak ve materyaller büyük önem taşır.
Birkaç yaklaşımı içerisinde barındıran bu yaklaşım modelinde öğretmen çocukları yönlendirerek gözlemler yapar.
Bu yaklaşım modelinde aileler de çocukların eğitiminde yer alır. Aileler okula gelir ve söz sahibi olurlar. Sınıf düzeni ve program düzeni gibi işlerde okul ile beraber aileler de hazırlıklar yapar. Programın amacı da ailelerin çocuklarının gelişimlerini yakından izleyebilmesidir. Bu da okul ile ailenin işbirliği manasına gelmektedir.